30 Aralık 2013 Pazartesi

Bademli Kurabiye

Dört gözle beklenen kurabiye tarifi...
 
Kurabiyeler Filiz Ablamın, geçen hafta sonu Aliye Abla ile birlikte bizi çok güzel ağırladılar.
Birbirinden lezzetli şeyler hazırlamışlar.
O gün bu kurabiyeler de çok beğenildi.
Ben de dahil herkes tarifini isteyince, blogda yayınlamaya karar verdik.
Ben de bu lezzetli kurabiyeyi arşivime eklediğime mutlu oldum.  
Ellerine sağlık Ablacığım...
 
Malzemeler
250 gr tereyağı ya da margarin (oda sıcaklığında)
1,5 çay bardağı pudra şekeri
2 avuç tuzsuz badem (çekilmiş)
1 paket kabartma tozu
Alabildiği kadar un
 
Hazırlanışı
Öncelikle 1 yemek kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı çekilmiş badem ve 2 yemek kaşığı unu kısık ateşte 5 dakika kavuruyoruz ve soğumaya bırakıyoruz.
 
Geriye kalan tüm malzemeyi ve kavrulan malzemeyi kullanarak çok yumuşak olmayan bir hamur yoğuruyoruz. Kurabiye hamuru kıvamında diyelim. Bu ölçü ile yaklaşık 30 kurabiye çıkıyor. Tam yuvarlak olmayan oval (yumurta gibi) şekil verebilirsiniz. Kek kalıplarına yerleştirerek önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında pişiriyoruz.
 
Not: Badem yerine fındık da konulabilirmiş ;)
Oğlum test etti onayladı.
Afiyet olsun...
 

26 Aralık 2013 Perşembe

Okul Öncesi Dönem Çocukları İçin Kitap Önerileri


 Hepimiz çocuklarımıza nasıl daha faydalı oluruz derdindeyiz. Hangi etkinliğe götürelim, hangi oyuncağı alalım, ne yesin gibi sorularla her gün defalarca karşılaşıyoruz.
Bunlardan biri de hangi kitabı alalım ve  nasıl okumak daha etkili olur.

Kuzey'i Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitimi Biriminin bir etkinliği için Fakülteye götürdüm.
Bu çalışma "Etkileşimli Kitap Okuma" etkinliği, Kuzey çok keyif aldı.
 Birimde bir araştırma görevlisi arkadaşımızın yürüttüğü bu çalışma için bir çok çocuk kitabını incelemişler. İncelenen ve bu çalışmada kullanılan kitapların uzun bir listesi var.

Bu listenin dışında da çok sayıda değerli kitabın olduğunu da belirtmek gerekir.
Biz bu uzun listeden Kuzey için (yaşına uygun) öncelikli olarak okuyabileceklerimizi seçtik,
kitap alırken size de bir fikir vermesi açısından paylaşmak istedim.
 
Biz bu etkinlikte "Deniz Ne Kadar Derin?" kitabını okuduk.
Penguen Pipkin'in keyifli bir macerası...
Çok eğlendik.

Etkileşimli kitap okuyabilmek için çok güzel öneriler aldık. Bunları da detaylı olarak yazacağım. Ama bugün ben de kendi kitabımı biraz okumalıyım.

Keyifli okumalar dilerim.

Önemli Not: 36-72 ay çocuklar için ayına uygun bir kitap seçmek ve kitabı önceden okuyarak, çocukla okumadan önce hazırlanmak gerektiğini vurgulamak isterim.
 

 
Deniz Ne Kadar Derin?
Tubitak
Anna Milbourne
 
Sıfır Lokmacıklar Tekme Atmaz
Sıfıraltı Yayıncılık
Yazan Tuğba Ermiş Arat
 
Hastanede
Tubitak
Anne Civardi

 
Doktorda
Tubitak
Anne Civardi
 
 
Diş Hekiminde
Tubitak
Anne Civardi
 
 
Bebekler Nereden Gelir?
Tubitak
Anna Milbourne
 
 
Duyularla Oyun
Çocuk Eli Yayınları
Aylin Doğan Ömür
 
 
Uç uç Böceği Bon Bon
Gün Işığı Yayıncılık
Sedef Örsel
 
 
Yıkanmam
Kök Yayıncılık
Zeynep Bassa

 
Yavru Ahtapot olmak zor
Yapı Kredi Yayınları
Sara Şahinkanat

 
Saçlarım Kesiliyor
Erdem Yayıncılık
Yıldız Çelik Kooiman

Lütfen Dersen
Mandolin Yayıncılık
İmren Tubcil

 
Saçımı Kestirmem
Kök Yayıncılık
Zeynep Bassa

 
 

25 Aralık 2013 Çarşamba

Oğlum, ağaç oldu... (Meraklı Minik Dergisi)

 
Çocukların hayal gücü biz anneleri her an şaşırtıyor.
O kadar çok şey oluyor ki hayatımızda...
 En keyiflisi de onlarla her an her şeyi yeniden keşfetmek, keşfedebilmek...
Mutlaka her birimizin bu konuda anlatacağı hikayeleri vardır.
 
Öncelikle Meraklı Minik dergisinden biraz bahsedelim. Aylık olarak yayımlanan dergi, 3 ve üzeri yaşlardaki çocuklara sesleniyor. Derginin her sayısında ayrı bir tema işleniyor. İçinde çocukların keşif, araştırma ve merak duygularını harekete geçirecek yazılara, etkinlik önerilerine ve oyunlara yer veriliyor. Dergiyle birlikte oyun kartları, masaüstü oyunu, maket, maske ve poster gibi derginin içindeki yazıları destekleyici ekler veriliyor. Derginin içeriği, bir yetişkinin desteği ve yönlendirmeleriyle okunacağı düşünülerek hazırlanmış. Derginin amacı, çocukların merak, keşif, öğrenme gereksinimlerini karşılamak, onlara bilimin gündelik yaşamın bir parçası olduğunu göstermek ve bilimsel düşünme becerileri kazandırmak olarak özetlenebilir.
 
Bu dergiyi hazırlayan uzmanlardan birkaçını şahsen de tanıyorum ve çalışmalarını çok beğeniyorum.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Anabilim Dalı'na bağlı olan Erken Çocukluk Gelişimi ve Eğitimi Birimi de bu dergiyi ve TUBİTAK'ın bu yaş grupları için hazırladığı kitapları incelemişler ve genel olarak tavsiye ediyorlar.
(Bu birim erken çocukluk dönemi için birçok kitap incelemiş ve bir çalışma kapsamında kitap listesi hazırlamışlar, onu da birkaç gün içinde paylaşacağım.)
Bizden duyurması...
 
  
Biz de kitabı incelerken oğlum ağaç olmaya karar verdi.
Sonucu anlatmaya gerek yok sanırım...
Tamamen doğaçlama ile başladı ama biz çok keyif aldık.
"Ben kocaman, ihtiyar bir ağacım" diye söylenen bir tip düşünün...

Ağaç olmak çok ciddi bir iş olduğunu görebiliyorsunuzdur.
Özenli ve dikkatli bir çalışma gerektirir.
Bu da benim "Meşe Ağacım"...

23 Aralık 2013 Pazartesi

Havuçlu Kek

 
Bizim evde ya da annemlerde her hafta mutlaka 1-2 defa kek pişer. Paşa oğlumun ne zaman aklına gelirse, sabahın ilk ışıkları ya da gece yarısı onun için çok fark etmiyor. "Kek yapmamız gerek", deyince iş tamam... Geçen hafta işten geldim, Kuzey ananesinde... İki kalıp kek, herhalde misafir gelecek falan diye düşündüm. Meğer, bizim paşa hazretlerinin canı kek istemiş, bir de kendi yapmak istemiş, ananesi ile seri üretime geçmişler...
Yani kek biz de o kadar rutin bir şey ki, fotoğrafını çekip, yazıyım, diyorum.
Bir türlü fırsat olmuyordu.
 
Neyse kısmet bugüneymiş...
 

Malzemeler
3 yumurta
1,5 su bardağı şeker
1 su bardağı sıvıyağ
2 orta boy havuç
yarım çay bardağı mandalina suyu
2,5 su bardağı un
Kabartma tozu
Vanilya
yarım çay kaşığı tarçın (damak tadınıza göre siz ayarlayın, yalnız çok koyunca acımsı bir tat oluyor, dikkat)
Ceviz (fotoğraftakinin 2 katı)

Kalıbı yağlamak için
1 yemek kaşığı margarin

Hazırlanışı
Klasik olarak önce yumurtalarla şeker çırpılır. Sonra içine yağ ve mandalina suyu eklenir azıcıkta öyle karıştırılır. Sonra un, kabartma tozu, vanilya ve tarçın  eklenir. En son havuç ve ceviz eklenerek karıştırılır.

Keke kalıbı margarinle iyice yağlanır ve kalıba dökülür.

Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişirilir.

Afiyet olsun...

İçinde bol havuç ve cevizi olan güzel bir kekiniz olur ve gönül rahatlığıyla çocuğunuza yedirirsiniz. En büyük keyif de bu değil mi zaten...
Yanına bir de taze sıkılmış meyve suyu ister bizim ki, Paşa ya...
O keki yer, siz de onu yersiniz...
 
Tekrar görüşünceye kadar, sevgiyle kalın...
 


Sinema Keyfi - Niko 2: Küçük Kardeş, Tatlı Bela

Pazar Günü çocuklarla sinema keyfi yaptık.
Arcadium Sinemaları, 15 dakikanın hiç bu kadar uzun olabileceğini düşünmemiştim.
Biraz erken gittik, biraz derken yaklaşık 15 dakika kadar, her iki dakikada bir "film ne zaman başlayacak?" sorusu...
 

 
Bir sıkılma halleri falan...
Üfff... Püfff...
Çok keyiflilerdi ama büyümüşte küçülmüşler sanki...
Aralarında bir sohbetler ki anlatamam.
Dışarıda pek kibar oluyorlar.
Yerim ben sizi...
Bu filmin pazarlığını da orada yaptılar.
Temiz iş, sağlam iş...
 
Biz bu sene çok gezeriz...


19 Aralık 2013 Perşembe

Ispanaklı Çanak Köfte


Artık çok daha fazla birlikte olacağız ve bir türlü yayınlayamadığım tarifleri kısa bir sürede tamamlayacağım. Tamamlamayı hedefliyorum demek daha doğru olur, sanırım.


Malzemeler
Köfte için;
1 kg kıyma
1 yumurta
1 adet kuru soğan (rendelenmiş)
Ekmek içi (siz ayarlayacaksınız)
Bol miktarda kekik
Kırmızı biber
Karabiber
Tuz

Püre için;
yarım kg ıspanak
2 orta boy soğan
1 yemek kaşığı salça
Sıvıyağ
 
Sos için;
2 yemek kaşığı salça
Sıvıyağ
1-2 diş sarımsak
yarım çay kaşığı şeker
bir tutam kekik
Tuz
 
Üzerini süslemek için
Kırmızı biber
Kaşar

Hazırlanışı
Köfte malzemeleri ile köfte yoğurulur.
Yarım saat kadar dinlendirilir ve fotoğraftaki gibi çanak şeklinde köfteler yapılır.


Ispanaklar ayıklanıp, yıkanır ve doğranır. Biraz sıvıyağ da önce soğan sotelenir arkasından salça ile kavrulur. Ispanaklar eklenir ve en son tuzu atılarak ocaktan alınır.

Bu arada köftelerimiz de  200 derecede içleri iyice sulanıncaya kadar pişirilir.
 
sosu için, biraz sıvıyağda salça iyice kavrulur.
Biraz su ile kıvamı açılır sarımsak, kekik, tuz ve şeker eklenerek pişirilir.
 
Sulanan köftelerimizi fırından çıkarıyoruz ve içlerine ıspanaklarımızı koyuyoruz.
 
Kırmızı biberlerini halka halka doğrayarak ıspanağın üzerine yerleştirelim ve tekrar fırına verelim.
 
Yaklaşık 8-10 dakika sonra -köftelerimizde sosumuzda sıcak olacak şekilde- tepsinin kenarından sosumuzu döküyoruz.
 

Yaklaşık 15-20 dakika sonra -üzerindeki biberler yumuşayınca- köftelerin üzerine birer parça kaşar koyup kaşar eriyip hafif kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
 
Afiyet Olsun...

Not: Dakika ölçüleri benim fırınıma göre verilmiştir. Bu nedenle açıklamaları dikkate alın.



Peynirli Anane Omleti - Oğlumun Kahvaltısı


Günün en önemli öğünü, kahvaltı...
Biz de her öğün olduğu gibi "acıkmadım" tartışması/kavgası...
Bir de demiyor mu, acıkınca söylerim diye...
 
Ne hazırlarsanız hazırlayın, ille de ananesinin el lezzeti olacak...
İşte bu da ananesinin omleti...
 
İki yumurta sevgiyle çırpılır, bir parça peynir ve 1 yemek kaşığı un şefkatle yumurtalara eklenir. Peynir tuzlu ise tuza hiç gerek yok. Kıvamı koyu oldu ise 1-2 yemek kaşığı süt ile açılabilir. Tavaya 1 tatlı kaşığı tereyağı ya da sıvı yağ konur, hafif kızınca yumurtalı karışım eklenir. Her iki tarafı güzelce kızartılır. Ananesinin yaptığı gibi olmadığını iddia ederek yemeyebilir.
O da bahtımıza...


 
Afiyet olsun...

12 Aralık 2013 Perşembe

Mayalı Kol Böreği


Annemin doğum günü için hazırladığım börek. Her zaman ki gibi gece yarısı yapıldı. Beni hiç yormadı ve zevkle hazırladım. Ben iş yerinde olduğum için pişirme işini de, pişirme konusunun 
"büyük ustası" sevgili eşim yaptı. Görüldüğü üzere sonuç her zaman ki gibi "mükemmel"...
 
Börek yapmak ne ki, iş onu pişirmekte...
Ellerine sağlık hayatım...
 

Malzemeler
1,5 su bardağı süt
1 su bardağı su
1 çay bardağı sıvıyağ
1 paket maya
1 tatlı kaşığı şeker
Tuz

Arasına sürmek için;
100 gr margarin
yarım çay bardağı sıvıyağ

İç malzemesi
2 orta boy patates
300 gr. kıyma
tuz
karabiber

Hazırlanışı
 Önce içini hazırlayalım. Patatesleri rendeliyoruz ve sıvıyağda soteliyoruz.  Ayrı bir tavada çok az sıvıyağ ile kıymayı kavuruyoruz ve içine önceden sotelediğimiz patatesleri ekliyoruz. İçine tuzunu karabiberini ekliyoruz. Siz de istediğiniz baharatları ekleyerek lezzetlendirebilirsiniz.

İç harcımızı soğumaya bırakıyoruz ve hamurumuzu yoğuruyoruz. Mayayı ılık süt ve şeker içinde iyice eritiyoruz. Kuru ya da yaş maya fark etmez. Ilık suyumuzu, tuz ve yağı da ekleyerek yumuşak bir hamur yoğuruyoruz. Daha sonra 6 ya da 8 eşit parçaya bölüyoruz. Eğer çok geniş açabiliyorsanız 6, daha küçük küçük açmak isterseniz 8 parça.
Hamurun bir parçasını açacağız ve üzerini hafif yağlayacağız, ikinci parçayı da açıp üzerine seriyoruz ve bu yufkayı da çok hafif yağlıyoruz. Üzerine iç malzemesini fotoğraftaki gibi seriyoruz.

 
Yağlanmış tepsinin ortasına koyarak, kendi etrafına sarıyoruz. (Birazcık daha ince yapabilirdim. Bu böreği Sevgili Anneciğimin doğum günü için yaptım ve tabii ki Gece Yarısı... Biraz kalın geldi gözüme ama çok beğenildi ;)

 
Neyse, diğer hamurları da ikişerli gruplar halinde aynı şekilde hazırlayıp, tepsiye yerleştiriyoruz.
En son -hemen pişirecekseniz- üzerine ince bir örtü örtüp, en az 1 saat mayalandıralım ve 2-3 yemek kaşığı yufkaların arasına sürdüğümüz yağı ve 1 yemek kaşığı yoğurdu karıştırarak üzerine sürelim.
Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında pişirelim.
 
Eğer -benim gibi- hemen pişirmeyecekseniz; Üzerine sadece yağ sürerek streçleyelim ve buzdolabına koyalım. Pişirmeden en az yarım saat önce buzdolabından çıkartalım. 1 yemek kaşığı yoğurdu çok ince bir tabaka şeklinde böreğin üzerine sürelim ve önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında pişirelim
 

 
 
 
Çok lezzetli oldu. 
Afiyet olsun...
 

10 Aralık 2013 Salı

Karar anı. ..

Anne, oyun oynasak...
Demek ki oyun zamanı gelmiş. 
Bıraktık; kitabı, defteri...

Bu gece yine uykusuzum.
Bu kitap bitecek, Kuzey uyuduktan sonra...
Ödevim bekleyebilir... 
Ama şimdi oyun zamanı...

9 Aralık 2013 Pazartesi

Un Helvası- 2


Helvayı geçen hafta yaptık ama ancak şimdi yazabiliyorum.

Gece yarısı helvası...
 
Malzemeler
4 su bardağı sıvıyağ
9 su bardağı un
2+2 yemek kaşığı şeker (2 yemek kaşığı yağa - 2 yemek kaşığı helvanın üzerine)
1 tutam tuz

Şerbeti için
6 su bardağı su
4,5 su bardağı şeker
 
Hazırlanışı
 
 
 
Sıvıyağı tencereye alıyoruz ve içine 2 yemek kaşığı şeker atıyoruz. Şeker iyice karamelize oluncaya kadar karıştırıyoruz. Şeker yağın üzerine çıkmaya başlayınca unu ilave ediyoruz
(Bu aşamanın fotoğrafını yine çekmemişim. Tekrar yaptığımda demiştim ama yine unuttum).
Bir tutam tuz ekliyoruz ve kısık ateşte unu iyice kavuruyoruz. Unun rengi değişecek.
 
 
Şerbet için, şeker ve suyu başka bir tencerede bir taşım kaynatıyoruz.

Unun rengi istediğimiz koyuluğa gelince şerbetini yavaş yavaş ekliyoruz. ve karıştırarak suyunu çektiriyoruz.

En son ateşten alıp, üzerine 2 yemek kaşığı şeker ilave ederek, kapağını kapatıyoruz ve dinlenmeye bırakıyoruz. 10-15dakika kadar demleniyor. Daha fazla beklersek kaşıklanmaz. O zaman da uygun bir tabağa yayıp kesilebilir. (Ben hiç öylesini yapmadım.)

Daha sonra kaşıklayarak tabağa diziyoruz.

 
Afiyet Olsun...

Püf Noktası:
Helvanızın damağa yapışmaması için unun iyi kavrulması gerekir. Unun çabuk kavrulması için yağına atılan şekerin iyice karamelize olması gerekir. Şeker yağın üzerine çıkmaya başlayınca ununu koyarsanız hem çabuk kavrulur hem de ununuz topaklanmaz.