6 Ağustos 2013 Salı

Sulu Köfte


Uzun süredir tencere yemeği yazmamışım ;)

Bu yemekte Hayriye Teyzemin kendisinin toplayıp kuruttuğu dağ kekiğini kullandık.
Bu ne kadar yoğun ve hoş bir koku…

Kekik deyip de geçmeyin…

Dünya’da yaklaşık 100 tür kekik yetişiyormuş. Türkiye’de ise 33 tür kekik olduğu tespit edilmiş.  Ülkemizde yılda 12.000 ton kekik yetiştiriliyor ve bunun 9000 tonu ihraç ediliyor, 3000 tonu ise yurt içinde tüketiliyormuş.

Kekik en çok Türkiye’de yetişiyormuş!

Dünyada yıllık 60 – 70 ton kekik yağı üretiliyormuş ve bu ihtiyacın % 10’u Türkiye’den sağlanıyormuş. Sonuç olarak Türkiye kekik ihracatında dünyada ilk sırada... En fazla Toroslar ve Isparta-Sütçüler kasabasından toplanıyormuş (yaklaşık yılda 50 ton).  

Ne olmuş yani, bu kadar istatistikî bilgi neden diye düşünebilirsiniz.

Türk mutfağında yaygın olarak kullandığımız Kekik için şu hastalığa iyi gelir bu hastalığı tedavi eder, diye yazmayacağım. Sadece çok güçlü içeriği olduğunu (Tıbbi kekikte; thymol (antiseptik) ve karvakrol (kozmetikte kullanılan bir madde) bulunur.) ve ezbere kullanılmaması gerektiğini hatırlatmak istedim.

Özellikle hamilelerin kullanmaması gerektiğini tekrar hatırlatalım. Kullanmasın derken yemeklere koku ve lezzet versin diye attığımız kadarından bahsetmiyorum (Bitki çayı gibi yoğun kullanımdan kaçınılmalı).  
 
Unutmayalım ki,
"Bir şeye etkisi olan her şeyin yan etkisi de olur."

Kekik alırken de; yeni mahsul ve dalında kurutulmuş demet halinde  satılanlar tercih edilmelidir. Kurutulurken sağlıklı ortamda kurutulup kurutulmadığını rengi ve kokusundan anlayabilirsiniz.
Rengi canlı, kokusu keskin olmalı!

Teyzemin hazırladığı gibi…
Teşekkürler Teyzeciğim…
 
 
 Malzemeler
4-5 adet patates
1 adet soğan
1 yemek kaşığı salça
Sıvıyağ
Kekik
 
Köfte için
300 gr kıyma
1 çay bardağı  pirinç
1 yumurta beyazı (sarısını kullanmayacağız)
1 soğan (rendelenmiş)
Karabiber
Tuz

Hazırlanışı

Köfte malzemeleri ile köfte yoğurulur ve yarım saat kadar dinlendirilir.
Bir tepsinin üstüne biraz un serpilir ve köfteden fındık kadar köfteler yuvarlanarak tepsiye atılır.
Arada bir tepsi sallanarak birbirine ya da tepsiye yapışması önlenebilir.

Sosunu hazırlamak için derin bir tencereye soğan doğranır. Soğan biraz kavrulduktan sonra içine salça eklenir ve kokusu çıkana kadar kavrulur.
Daha sonra küçük küçük doğranmış patatesler eklenir ve aralıklarla karıştırarak biraz kavrulur.

Kaynar su eklenir (ölçmedim ama kullanacağınız malzemeye göre değişir).
Köfteler eklenir ve arada bir köfteleri zedelemeden karıştırılır.
En son tuz ve biraz kekik eklenir.
Pirinçler pişinceye kadar kısık ateşte pişirilir.

 

Püf Noktaları;
1. Yeteri kadar yoğrulmamış ya da yoğurulduktan sonra biraz dinlendirilmeyen köfte pişerken dağılabilir. Eğer köftelerinizin dağılmamasını istiyorsanız çok iyi yoğurun. Bunun için belli bir dakika veremem ama yoğurdukça, köftenizin kıvamından bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.

2. Fazla pişirmek de, köftelerin dağılmasında önemli bir etken olabilir.

3. Pişirme esnasında gereksiz yere karıştırmamaya da özen göstermek gerekir. Sulu köfte yaparken, sos ve su haldeyken istediğiniz kadar karıştırın. Ama köfteleri tencereye koyduktan sonra gereksiz yere karıştırmayın.


5 Ağustos 2013 Pazartesi

Haydi Kızlar Askere!

Norveç'ten "Eşitlik" Adımı

Kadınlara Zorunlu Askerlik
Cinsiyet ayırt etmeksizin her bireyin Norveç ordusunda askerlik yapmasını öngören yasa tasarısı, Norveç Parlamentosu'nda 14 Haziran'da yapılan oylamada çoğunluğun oylarını alarak kabul edildi. Tasa yasalaşırsa, Norveç'te 2015'ten itibaren kadınlar da tıpkı erkekler gibi bir yıl  süreyle askerlik hizmetini yerine getirecek.

Norveç'te kadınların da zorunlu askerlik yapması Parlamento'da ilk kez 2008'de gündeme gelmişti. O dönemde askerliğin "zorunluluk" haline getirilmesindense "gönüllülük" esasına  dayalı kalması halinde kadınların orduya katılma oranının daha çok artacağı düşüncesi hakimdi ve tasarı da Parlamento'da bu düşünce ile reddedilmişti. Ancak sonuç beklenildiği gibi olmadı ve orduya gönüllü olarak katılan kadın sayısında dişe dokunur bir artış olmadı.

Yazının devamını okumak için tıklayınız.

Kadına şiddetin normal hatta olması gerektiğini düşünen bir ülkede; her gün dayak, saldırı ve cinayet haberleri okuyoruz. Sözde alınan önlemler, arabulucu karakollar, kocandır, ağabeyindir, babandır nutukları ile evine, ölüme gönderilen kadınlar, töre-namus diye adlandırılan cinayetler. Çocuklarının gözü önünde katledilen onlarca kadın...

Bir tarafta her kulvarda eşitlik tartışmaları, biz de yaşama hakkı...

Bu yaşananları düşününce ben kesinlikle eşitlik savunucularından değilim.
"Pozitif ayrımcılıktan" yanayım.

1 Ağustos 2013 Perşembe

Un Kurabiyesi

 
Ramazanın ilk günleriydi.
Öğlene doğru telefonum çaldı.
Telefonu açar açmaz, heyecanlı bir ses,
 "Abla, benim canım kurabiye istiyor, hem de un kurabiyesi"
"Tamam canım, sakin ol", dedim ve
"İftara kadar sabredebilecek misin? diye sordum.
Başladık gülmeye...
 
Ramazan'da insanın canı enteresan zamanlarda, enteresan şeyler istiyor.
Eve geldik, bir yanda iftar sofrası hazırlanıyor, bir yanda un kurabiyesi...
Ezan okunurken fırına verdik, çaya yetişti.
Öyle aceleye geldi ki şekilleri yamuk yumuk oldu.
Ama lezzet muhteşem...
Ada  ve Kuzey çok beğendi.
Aslı'dan çok onların canı istiyormuş ;)
 
 
Malzemeler
7 yemek kaşığı pudra şekeri
1 margarin
1 paket vanilya (isteğe bağlı)
aldığı kadar un (aceleye gelince ölçemedim)
 
Üzeri için
Pudra Şekeri
 
Hazırlanışı
 
Malzemelerle yumuşak bir hamur yoğurulur ve istenildiği gibi şekil verilir.
Ben üzerini çatalla şekillendirdim.
 
 
Püf Noktası
Tepsi kesinlikle yağlanmaz.
Yağlarsanız hamur tepsiye yayılır.

 
170 derecede ısıtılmış fırında hafif sararıncaya kadar pişirilir.
Bizimkiler biraz pembeleşmeye başlamış ;)

Fırından çıkınca 3-5 dakika ilk sıcağının çıkması beklenir
ve üzerine bol pudra şekeri serpilir.
 
Afiyet olsun...