28 Aralık 2012 Cuma

Pizza

Pazar kahvaltılarının yıldızı...
Daha önce tarifini yazmıştım.
Tarifi tekrar yazmıyorum.
Sadece resimlerle zenginleştireyim dedim.
Pişmiş halinin -şöyle tabakta- güzel bir fotoğrafı neden yok?
Hiç düşündünüz mü?
Yapınca anlayacaksınız.
Tabağa koyacak fırsatınız bile olmuyor ;)





 
 
Afiyet Olsun...

25 Aralık 2012 Salı

Sıpa Çorbası


Annemin yeni special yemeği "Sıpa Çorbası"...

Yapılışına gelince;
Fotoğrafta görüldüğü üzere öncelikle bir sıpaya gereksim var.

Pazar Günü oğlumun yine "yememe" günüydü.
Aslında Kuzey yemeyen bir çocuk değil "benimle" yemeyen bir çocuk...
Annanesiyle gayet güzel yiyor ;)
Daha önce bahsetmiştim, "Yer mi, Yemez mi?"

Evde kahvaltı ettiremedim.
Biz Pazar kahvaltılarında Annemlerde toplanırız.
Oraya gittik.

Paşa bizimle de kahvaltı yapmadı.

Annanesi soruyor "oğlum ne yiyeceksin?"
Bizim ki "çorba", iyi tamam...
Annanesi soruyor "hangi çorbadan yapıyım sana"...
Bizim ki Paşa ya!

Hareketlere bakın ergenlik çağında ki çocuklar gibi...
Bu yaşlarda "erken ergenlik" denilen bir dönem varmış,
çocuğun kendini ve çevresini anlamlandırdığı (!)
Ben de ona "Bebek Ergen" diyorum.

Neyse Annane sayıyor çorbaları "Tarhana, Sütlü Tarhana, Mercimek, Şehriye..."
Cevaplar "ismem (Türkçe meali "istemem"), yemem"
En sonunda Annem "Sıpa Çorbası, ister misin?"diye sordu.
Bizim Paşa bir anda hareketlendi "edet (evet) annane", diye...
Annem ne yapacak diye merakla izliyorum.
Gel birlikte yapalım, dedi. Güzelce tenceresini çıkardı.
Bu arada da konuşuyor...
"Bu çorbayı yapmak için öncelikle bir sıpaya ihtiyacımız var.
Şöyle yapacağız, böyle yapacağız..."
Benim ki bilmiş tavırlarla "edet anane"
Kuzey'i kucakladı "işte benim sıpam", diye.
Tencerenin üzerine otutturdu.
Espiriyi anlayan minik sıpam buna nasıl gülüyor, nasıl mutlu oldu, anlatamam.

Akıllı kadın olmak böyle bir şey demek ki...
Ben kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Sonuç olarak çorbasını tencerenin üzerine oturarak, hikayeler dinleyerek yedi.

Ben şanslı azınlıktanım, diyorum.
Oğluma annanesi bakıyor ve birlikte olmaktan müthiş keyif alıyor her ikiside...

Annemin bu doğaçlamalarında çok "sıpa" büyütmenin de katkısı vardır, sanırım (!)

Sevgiyle kalın...

19 Aralık 2012 Çarşamba

Aşure

 
 
Uzun zamandır yazmayı planladığım ama bir türlü yazamadığım
-belki de öncelikle yazılması gereken- bir tarif...
Özellikle Muharrem ayının yeni bittiği düşünülünce...

 Malzemeler
1,5 kg aşurelik buğday
1 kg kuru fasülye
1 kg nohut
1 su bardağı pirinç
500 gr. kuru üzüm
500 gr. kuru kayısı
500 gr. kuru incir
200 gr. fıstık (aşurelik fıstık/kabuksuz yer fıstığı - dolmalık fıstık değil)
10-12 adet karanfil
1 büyük elma
2 ayva
1 portakal
2,5 kg şeker (bunu damak tadınıza göre siz ayarlayın)

Üzeri için
Çekilmiş ceviz
Fındık
Nar


Bir gün önceden yapacaklarımız... 
1,5 kilo buğday akşamdan ayıklanır ve bol suyla ovarak suyu berraklaşana kadar yıkanır.
Üzerine soğuk su konularak bir taşım kaynatılır ve ilk suyu süzülür.
Üzerine bu sefer kaynar su konulur ve bir taşım tekrar kaynatıp, ocaktan alalım.
Kapağını kapatıp sabaha kadar bekletelim.
Bu aşamada bol su koyalım ve geniş bir tencerede dinlendirelim.
Sabaha kadar güzelce kabarsın.

1 kg fasülye ayıklanır ve güzelce yıkanır.
Üzerine soğuk su koyarak bir taşım kaynatılır ve ocaktan alınır.
Fasülyede sabaha kadar kapağı kapalı bir şekilde dinlenmeye bırakılır.

1 kg nohut ayıklanır ve güzelce yıkanır.
Üzerine soğuk su koyarak ve kapağı kapalı bir şekilde dinlenmeye bırakılır.

Bir gün sonra...
Aşureyi pişirmeye başlamadan ya da o aşamada yapılan hazırlıklar...
Kuru fasülyenin suyu süzülür ve düdüklü tencerede haşlanır.
Ben 20 dakika haşladım ama siz fasülyenize ve düdüklünüzün performansına göre
fasülyeler dağılmayacak şekilde haşlayın.
Haşlandıktan sonra suyunu süzün.

Nohutumuzun da suyunu süzüyoruz ve düdüklü tencerede haşlıyoruz.
Ben 45 dakika haşladım ama siz yine nohutunuza ve düdüklünüzün performansına göre
dağılmayacak şekilde haşlayın.
Aynı şekilde haşlandıktan sonra suyunu süzün.

Bu arada 1 su bardağı pirinci de tencerede haşlıyoruz.

Ayvaları yıkayıp soyuyoruz.
Küçük küçük doğruyoruz.
Düdüklü tencerede üzerine 4-5 kaşık şeker, 3-4 çekirdeğini ve
üzerini 2 parmak geçecek kadar da su  ekleyerek düdüklüde 10 dakika haşlıyoruz.

Üzümleri ayıklayıp güzelce yıkıyoruz.

Kuru kayısıları yıkayıp küçük küçük doğruyoruz.

Kuru incirleri de küçük küçük doğruyoruz.
Bir tencerede suyu kaynatıyoruz,
kaynayan suya incirleri atıp 3-4 dakika haşlıyoruz ve ocaktan alıp süzüyoruz.

Bir elmayı soyup küçük küçük doğruyoruz.
Yarım limonu bir miktar suya sıkarak içine doğranmış elmaları ekliyoruz ki kararmasın.

Bir portakalı güzelce yıkıyoruz ve kabuğunu rendeliyoruz.
Aynı portakalın kabuğunu azıcık derinden olacak şekilde suyuyoruz.
Portakalı küçük küp küp doğruyoruz.


 
Karanfilimizi yıkıyoruz ve 1 su bardağı su ile 1-2 dakika kaynatıyoruz.
Karanfilleri hemen suyun içinden alıyoruz ki suyu acıtmasın.
 
Sıra geldi buğdaya onu da süzüyoruz ve üzerini geçecek şekilde su koyarak,
bu sefer tencerede güzelce haşlıyoruz.
Aşureyi yapacağınız tencerede de olabilir.

Sonunda aşureyi pişirme aşaması...
Buğday da haşlanınca içine haşlanmış olan nohut, fasülye ve pirinci ekliyoruz
ve kaynar su ilave ederek kaynatıyoruz.

Sonra şekerini ekliyoruz (kendi damak tadınıza göre) ve
iç malzemesi şekeri içine alıncaya kadar kaynatıyoruz.
Unutmayın meyvelerde tatlandıracak ;)

Bunun için tadına bakacağız özel bir saati zamanı yok.

Sonra üzüm koyuyoruz 2-3 dakika kaynar, kayısı ekleyip 3-5 dakika kaynatılır,
elma (suyunu süzerek) 3-5 dakika kaynatılır,
 avya (suyunu süzerek) çekirleklerini ayıklayıp,
portakal sırayla yavaş yavaş ekliyoruz.

En son karanfil suyunu ve fıstığı koyuyoruz 3-5 dakika daha kaynatıyoruz
ve ocaktan alıp incirini ekliyoruz.
İnciri bu şekilde ekliyoruz ki çekirdekleri aşurenin içine dağılmasın.
Bir de fıstık çok dişe gelmesin azıcık yumuşak olsun isterseniz,
üzerini geçecek kadar su koyup azıcık haşlayabilirsiniz.

Bütün yapılış aralarında sık sık karıştırıyoruz ki dibine sarmasın.
Yine de çorba karıştırır gibi değil, malzemeleri parçalamadan...

Baktınız suyu az kaynar su ekleyebilirsiniz.
Baktınız suyu çok 2 kaşık buğday nişastasını bir kasede azıcık su ile açıp ekleyebilirsiniz.
Yalnız bunu ocaktan almaya yakın yapın.

Yine isteğe bağlı olarak indireceğiniz zaman 1 su bardağı süt ve 2 yemek kaşığı gül suyu da ekleyebilirsiniz.
Bunlar tamamen damak tadı ile ilgili...

Biz içine ceviz, fındık ve nar katmıyoruz aşurenin rengini karartıyor ve değiştiriyor.
Tabaklara aldığımızda üzerine serpiyoruz

Berrak bir aşure isterseniz böyle...

Anneciğimin ellerine sağlık...
Aslı ve ben de çıraklığını yaptık...
Bizim de ellerimize sağlık ;)
Afiyet olsun...
 



Not: Bu çirkin fotoğraflar cep telefonuyla çekildi.
Malzemelerin gerçek renkleri emin olun çok baştan çıkarıcıydı ;)

7 Aralık 2012 Cuma

Parmak Börek (Arnavut Böreği)



 
Bugün size hayatımdaki en önemli kadından bahsedeceğim.
Annem...
Sevgi dolu oluşundan mı?
Vefakarlığından mı?
Hayata bakışından mı?
hangisini anlatsam bilemiyorum...
 Aslında annem için yazmak istediğim o kadar çok şey var ki...

Benim annem,
kendinden önce hep bizi düşünen, koruyan, kollayan...
Gerektiğinde tehlikelere karşı önümüzde siper olan,
gerektiğinde arkamızdaki en büyük güç olan...
Sığınacak bir yer aradığımızda "kale"miz olan,
Ne  olursa olsun, her zaman ve her koşulda, sorgusuz - süalsiz,
bizi kucaklayan ve seven...
Sevgili anneciğim, doğum günün kutlu olsun...

İnsanın her yaşta anneye ihtiyacı var.
Özellikle çocuğunuz olduğunda daha iyi anlıyorsunuz değerini/kıymetini...

4 Aralık Sevgili Annemin doğum günüydü.
İyi ki varsın...
Seni çok seviyorum.

Bu böreği de annemle birlikte yaptık.
Daha önce de annemin "Arnavut" olduğundan bahsetmiştim.
Bu da kayıtlara geçmesi gereken çok lezzetli bir börek...
İç olarak pırasa da kullanabilirsiniz.
Pırasalı iç malzemesi için TIK TIK...  

Malzemesi

Hamuru için
3 su bardağı su
Tuz
Alabildiği kadar un

İçi için
4 orta boy patates
300 gr. kıyma
2-3 yemek kaşığı sıvıyağ
Tuz
Karabiber
Yufkaların üzerine
Yarım paket margarin (eritilecek)
yarım su bardağı sıvıyağ

Üzeri için
1 yemek kaşığı yoğurt
1 yemek kaşığı sıvıyağ

Hazırlanışı 

Çok sert olmayan, kulak memesi kıvamında bir hamur yoğrulur ve
15-20 dakika üzeri örtülerek dinlendirilir.

İçimizi hazırlayalım;
Önce patatesleri haşlıyoruz.
Daha sonra kıymayı sıvıyağda kavuruyoruz ve tuzunu ekliyoruz.
Haşladığımız patatesleri soyuyoruz ve rendeliyoruz.
Tuz, karabiber ve kıymayı ekleyerek, güzelce karıştırıyoruz.
İç malzememiz hazır...

Hamuru 3 parçaya ayıralım (Annem iki parçaya ayırıyor, ama açamam derseniz üç de olur).
Her birini yufka boyutunda açalım (çok büyük açamıyorsanız üzülmeyin, açabildiğiniz kadar açın)
ve masa örtüsünün/sofra bezi üzerine alalım.
Margarini tavada sadece eritelim, kızdırmayalım.
Ocaktan alınca içine sıvıyağını ekliyoruz.

Üzerini bolca yağlayalım.
Küçük ustalardan yardım almayı unutmayın ;)
Arada bir onları yeyin...
Benim aşkım!
 
Hamarat oğlum benim...
Börek yapmak çok dikkat  isteyen ciddi bir iş ;)
 
Sonra kenarlarından çekiştirerek açalım.
 
İç malzemesini fotoğraftaki gibi dış kenarına koyuyoruz.
İçe doğru incelterek sarıyoruz. İyice incelince ortasından bıçakla kesip sarmaya devam ediyoruz.
 
Fotoğraftaki gibi parmak boyunda kesiyoruz.
Tepsiye arada boşluk kalmayacak şekilde diziyoruz.
Üç pazı içinde aynı işlemi yapıyoruz.
Kalan yağı (margarin-sıvıyağ karışımı) üzerine iyice yedirerek sürüyoruz
Pişirmeden önce 1 yemek kaşığı yoğurt ve 1 yemek kaşığı sıvıyağı iyice karıştırıp
böreğin üzerine sürüyoruz.
Fazla yoğurt koymayın; içi pişmeden üzeri çok kızarabilir.

190 derece fırında nar gibi kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
Bir gece önceden yapıp yoğurt-sıvıyağ karışımını sürmeden dolapta bekletebilirsiniz.
Pişireceğiniz zaman çıkartıp 30-45 dakika dışarda dinlendirip, yoğurt-sıvıyağını sürüp, pişirebilirsiniz.
Bu şekilde sıcak sıcak servis yapma imkanınız olur.

Afiyet olsun...

Tarifimi "Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği" için arkadaşım gelibolu17' ye gönderiyorum.

2 Aralık 2012 Pazar

40 Kat Çıtır Börek


Aslı'nın doğum günü için yapılan börek...
Yok böyle bir lezzet...
Biz çok sevdik ;)

Malzemeler
1 su bardağı süt
1 çay bardağı sıvıyağ
1 çay bardağı su
1 adet yumurta
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
Yarım limon suyu
1 tatlı kaşığı tuz
4 su bardağı un

Açmak için;
Nişasta

Üzeri için;
100 gr. tereyağ
1 çay bardağı sıvıyağ

İç harcı için;
300 gr. peynir
3 adet közlenmiş kırmızı biber
Maydonoz

Hazırlanışı


Çok sert olmayacak şekilde hamur yoğuruyoruz.
Bence unu önce 3 bardağını koyup, son bardağı yavaş yavaş eklemeliyiz.
Kullandığımız ölçülere göre hamurun aldığı un biraz değişebiliyor.
Hamuru ikiye ayıralım ve her birinden 20 beze yapalım.
Herbir bezeyi aklaşık 20-25 cm çapında un ile açalım.
Aralarına biraz nişasta sürüp, üst üste koyalım.
Ölçüyü iyi tutturmak gerek;
çok koyarsanız nişasta kokar, az koyarsanız katlar birbirine yapışır.

20 katı birlikte tepsinin boyutunda açıyoruz.
Arasına hazırladığımız iç malzemesini koyuyoruz.

Üst katınıda aynı şekilde hazırlayıp üzerine kapatıyoruz ve dilimliyoruz.
Üzerine sıvıyağ ve tereyağını kızdırıp döküyoruz.

190 derece fırında  üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz.
Afiyet olsun...

Tarifimi "Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği" için arkadaşım gelibolu17' ye gönderiyorum.